Mutlu, dertsiz,
üzüntüsüz… Bizli yarınların hayallerini kurardık. Sen rüyanda gördüğün evimizi
anlatırdın bana, bense o evde büyüteceğimiz, sana benzeyen kızımızı. Adını bile
koymuştuk ya. İşte hepsinin bir hayal, bir rüya olduğunu hatırladım. Hatırlattı
bu ayrılık.
Heyecanlanırdım
ama ayırmazdım gözlerimi gözlerinden. Sen utanırdın, bakmaya dayanamaz
kaçırırdın gözlerini gözlerimden. Sımsıkı tutardın, yanında hep daha sıcak daha
titrek ellerimi. Sen sardığında alışırlardı teninin soğukluğuna. Sen
heyecanlandırır yine sen rahatlatırdın beni.
Beraber
gülerdik, sen ağladığında görmezdin ama ben içimde dökerdim yaşlarımı. Sen
bilmezdin ama beraber ağlardık. Korkardım, gideceksin diye kendimi paralardım.
Şimdi bakıyorum da… Gülmek, ağlamak, korkmak… Her duyguyu tattırmışsın bana.
Seninle her şeyi tatmışım. Sanki hayatı sen de öğrenmiş gibi. Sanki sende
yaşamışım.
Sevgilim,
Söyle bana, bu zamansız ayrılık neydi?
Gerçekten gerekli miydi üzülmek şimdi?
Hasan BULUT
0 yorum:
Yorum Gönder